Sitemizde, siz misafirlerimize daha iyi bir web sitesi deneyimi sunabilmek için çerez kullanılmaktadır.
Ziyaretinize varsayılan ayarlar ile devam ederek çerez politikamız doğrultusunda çerez kullanımına izin vermiş oluyorsunuz.
X

Madde 235

3. Değerlendirme anı

3. Değerlendirme anı

Madde  235 - Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar, tasfiye anındaki değerleriyle hesaba katılırlar.

Edinilmiş mallara hesapta eklenecek olanların değeri, malın devredildiği tarih esas alınarak hesaplanır.

I-) Yargı Kararları:

1-) Y. 8. HD, T: 06.04.2021, E: 2020/4303, K: 2021/3185:

“… Edinilmiş malların, kural olarak tasfiye anındaki (TMK madde 227/1 ve 235/1), sürüm (rayiç) değerleri (TMK madde 232, 239/1) hesaba katılır. Yargıtay ve Dairemizin uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir.
Somut olayda, katılma alacağı hesap edilen tasfiye konusu 15017042 hesaptaki para yönünden paranın tasfiye tarihi itibariyle değeri belirlenmeksizin, mal rejimi sona erdiğinde mevcut para değeri üzerinden davacının katılma alacağının hesaplanması hatalı olmuştur. Mahkemesince konusunda uzman bilirkişiden rapor aldırılarak paranın tasfiye tarihi (bozma ile güncelliğini yitireceğinden bozmadan sonra verilecek karara en yakın tarih) itibariyle sürüm (rayiç) değeri tespit ettirilip, talep miktarı ve müktesep haklar gözetilerek oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmek üzere asıl dava yönünden hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir. …”

2-) Y. 2. HD, T: 10.02.2021, E: 2020/3311, K: 2021/1183:

“… Tasfiyeye konu eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejimi döneminde davalı-karşı davacı erkek adına edinilen motorsiklet yönünden ise hesaplamada karardan altı sene evvel gerçekleştirilen keşif tarihi 26.04.2013 itibariyle değerin esas alınması hatalıdır.

Mahkemece, öncelikle yapılacak iş bozma nedeniyle güncelliğini yitireceğinden 7 numaralı meskenin ve motorsikletin tasfiye (bozmadan sonra verilecek karar tarihine en yakın) tarihi itibariyle sürüm (rayiç) değerleri belirlenmelidir. …”

3-) Y. 8. HD, T: 23.01.2019, E: 2016/20532, K: 2019/771:

“… Tasfiyeye konu 09 L 8707 plakalı araç, 17.06.2006, 09 D 1757 plakalı araç da 14.05.2009 tarihinde eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmişlerdir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179).

Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; Mahkemece araçların ve taşınmazın evlilik birliği devam ettiği süre içinde satıldığı, boşanma dava tarihinde tasfiye edilecek herhangi bir mal varlığı olmadığı, edinilmiş mal bulunduğu ve bu mallara katkısı olduğunu ispatlayamadığı gerekçesi davanın reddine karar verilmişse de; 0... ve ... plakalı araçlar yününden davanın reddine karar verilmesi dosya kapsamı itibari ile hatalı olmuştur. Öncelikle, katılma alacağı, Yasa’dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. TMK’nin 222. maddesine göre edinilmiş mal olmadığını ispat da iddia edene düşmektedir. Ayrıca, artık değere katılma alacağı miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan mallar tasfiyeye girer (TMK madde 235/1). O halde dosya kapsamında bulunan trafik kayıtlarına göre, ... plakalı aracın boşanma dava tarihinde halen davalı adına kayıtlı olduğuna, ... plakalı aracın da boşanma dava tarihinden kısa bir süre önce 17.04.2012 tarihinde satıldığına, satış parasının bu kısa süre içinde harcandığı da dosya kapsamı ile ispat edilemediğine göre, araçların boşanma dava tarihinde mevcut olduğu kabul edilerek, ... ve ... plakalı araçlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. …”

4-) Y. 8. HD, T: 28.11.2018, E: 2016/17154, K: 2018/19409:

“… Mal rejiminin devamı sırasında, emeklilik ikramiyesinin toptan ödenmesi durumunda; öncelikle ödeme tarihi itibarıyla ülkemize özgü ve güncel verileri içeren TRH 2010 tablosundan yararlanılarak, emekli olan eşin ortalama bakiye yaşam süresi bulunarak, ödeme günlük irat şeklinde yapılsaydı her bir güne karşılık gelen miktar saptanır. Bundan sonra, irat şeklindeki günlük ödeme miktarı, mal rejiminin sona erdiği 31.04.2012 tarihinden sonraki kalan günler ile çarpılarak, bulunacak bu miktarın peşin sermayeye çevrilmiş değeri hesaplanır.

Mal rejiminin sona ermesinden sonraki döneme isabet eden ödemenin açıklanan yöntemle hesaplanan peşin sermaye çevrilmiş değeri, emekli olan eşin kişisel malı sayılır. Ödenen toplam emeklilik ikramiyesinden, kişisel mal sayılan bu miktar (mal rejiminin sona ermesinden sonraki döneme isabet eden günlük irat şeklindeki toplam ödemelerin peşin sermayeye çevrilmiş değeri) çıkarıldıktan sonra, kalan miktar edinilmiş mal (artık değer) kabul edilerek tasfiye sırasında göz önünde bulundurulur.
Emeklilik ikramiyesinin tasfiyeye konu edilmesi için mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olması (TMK mad.235/1) ya da bu para kullanılarak başka bir mal varlığına sahip olunmalıdır. Söz konusu gelir, kullanılarak satın alınan mal varlıkların tasfiyesinde de aynı kurallar geçerli olacaktır.

Hemen belirtmek gerekir ki, yukarıda açıklanan hesaplama yöntemi mal rejiminin ölüm dışındaki nedenlerle sona ermesi hallerinde uygulanır.

Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, Mahkemece 159 ada 9 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapılan yapının, emekli ikramiyesi ile yapıldığına yönelik Mahkemenin kabulü yerinde ise de; emekli ikramiyesinin 159 ada 9 parsel üzerindeki yapının inşasında kullanıldığı, emekli ikramiyesi yerine geçen değer olduğu gözetildiğinde, bu yapı yönünden katılma alacağının kabul edilmemesi ve boşanma dava tarihinde mevcut olmayan emekli ikramiyesi yönünden davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. O halde, Mahkemece, 159 ada 9 parsel sayılı taşınmazın üzerine yapının yapılmasında kullanılan emekli ikramiyesi yönünden yukarda açıklanan yasal düzenlemeler ile Dairemizin ilke ve uygulamalarına göre edinilmiş mal oranı tespit edilerek, artık değere katılma alacağının hesaplanması ve sonucuna göre alacakla ilgili hüküm kurulması gerekir. …”

5-) Y. 8. HD, T: 23.01.2018, E: 2017/15876, K: 2018/1143:

“… Diğer yandan, mal rejimi eş ...’ın öldüğü 04.08.2008 tarihinde sona ermiştir (TMK m. 225/1). TMK 235/1 maddesi uyarınca, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan mallar tasfiye hesabına katılır. Ayrıca TMK 228/1. maddesi uyarınca da, mallar mal rejiminin sona ermesi anındaki durumları dikkate alınır. Dosya kapsamında bulunan belgelere göre, davalı ...’ın Merkez Bankası’ndaki Euro hesabı mal rejimi sona ermesinden yaklaşık üç yıl önce (15.11.2005) çekilerek eşlerin müşterek çocukları...’a verilmiş, ... plakalı araç da 17.03.2005 tarihinde ... tarafından devredilmiş olup, mal rejimi sona erdiği tarihte mevcut olmayıp, TMK 229 maddesinde belirtilen eklenecek değer olduğu yönünde iddia ileri sürülmediğinden söz konusu davalı ...’ın Merkez Bankası’ndaki Euro hesabının ve ... plakalı aracın tasfiyeye dahil edilmemesi gerekir. Bu sebeple mal rejimi sona erdiği tarihte mevcut olan ... plakalı otomobil, 319 ada 468 parsel (1589 ada 2 p.) üzerindeki 29 numaralı bağımsız bölüm, 280 ada 106 parsel (531 ada 8 parsel), 5577 ada 5 parsel üzerindeki 3 numaralı bölüm gözetilerek tasfiye gerçekleştirilmelidir. …

6-) Y. 8. HD, T: 09.01.2018, E: 2015/22114, K: 2018/81:

“… Tasfiyeye konu 592 ada 6 parseldeki 9 numaralı bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 30.09.2004 tarihinde satın alınarak, davalı-birleşen davalı eş adına tescil edilmiş, boşanma dava tarihinden yaklaşık 1,5 ay önce 31.07.2008 tarihinde 3.kişiye satılarak devredilmiştir.

Bu tür uyuşmazlıklarda; öncelikle, davalı eş tarafından 229. maddede sayılan amaç ve doğrultuda kazandırma veya devrin yapılıp yapılmadığı araştırılıp belirlenmelidir. Mahkemece, karşılıksız kazandırma veya devrin yapıldığının anlaşılması durumunda, söz konusu mal mevcut kabul edilerek yapılan hesaplamada davacı tarafın katılma alacak hakkının olup olmadığı, varsa miktarı saptanarak davalı eşten tahsili yönünde hüküm kurulmalıdır.

… Mahkemece tasfiyeye konu taşınmazın TMK’nun 229.maddesi uyarınca eklenecek değer olarak kabul edilerek değer artış payı alacağı ve artık değere katılma alacağı hesabı yapılması doğru ise de; söz konusu hesaplamaların taşınmazın devir tarihindeki değeri olarak belirlenen değer üzerinden yapıldığı görülmektedir. Az yukarda açıklandığı üzere; tasfiyede devredilen malvarlığının devir tarihindeki durumu (niteliği, seviyesi, yaşı vs.) esas alınarak tasfiye (karar) tarihindeki sürüm (rayiç) değerinin esas alınması gerekmektedir. (TMK’nun 235/2.) Bu itibarla. Mahkemece, yukarıdaki ilke ve esaslar gözetilerek, tasfiyeye konu taşınmazın devir tarihindeki durumu esas alınarak tasfiye tarihindeki (önceki karar bozulmakla değer güncelliğini yitirdiğinden bozma sonrası yeni karar tarihindeki) sürüm (rayiç) değeri belirlenerek bu değer üzerinden talep miktarı da gözetilerek hüküm kurulması gerekirken bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. …”

7-) Y. 8. HD, T: 08.07.2010, E: 2010/1097, K: 2010/3788:

“… Davacı tanıkları, davacının hesabından çekilen yüksek meblağların davalı tarafından alınarak, niza konusu taşınmazın satın alındığını, tapuya davalının önceki soyadı ile tescil edildiğini; davalı tanıkları ise davalının eski kocasından ayrılması nedeniyle aldığı tazminat ve tasarrufları ile dava konusu taşınmazı aldığını açıklamıştır. TMK’nın 219. maddesi 1. fıkrası hükmüne göre her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleri edinilmiş maldır. TMK’nın 222/1. maddesine göre belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispatla yükümlüdür. Somut olayda; dava konusu taşınmazın davalının kişisel malı olduğu kanıtlanamamıştır. Her ne kadar; davalı önceki evliliğinin boşanmayla sonuçlanması üzerine aldığı tazminat ve evlenmeden önce çalışması karşılığı birikimi ve yakın akrabalarının katkısı ile taşınmazın satın alındığını ileri sürmüşse de, dosya kapsamı ile bu yön somut delillerle ispatlanamamıştır. TMK’nın 222. maddesi son fıkrası hükmüne göre bir eşin bütün malları aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir. Buna göre, dava konusu taşınmazın sürüm değerinin verilecek karar tarihine yakın bir tarihte (TMK m. 235/1) belirlenerek hesaplanacak artık değerin yarısı karşılığı bedelin katılma alacağı olarak belirlenmesi ve taleple bağlı kalınarak hüküm kurulması gerekirken, hatalı niteleme ve değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş bulunması doğru değildir…”

II-) Türk Kanunu Medenîsi:

Hükmün Türk Kanunu Medenîsi’nde bir karşılığı bulunmamaktadır.

III-) Madde Gerekçesi:

Madde İsviçre Medenî Kanununun 214 üncü maddesini karşılamaktadır.

Maddenin birinci fıkrası katılma rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş malların, tasfiye anındaki değerleriyle hesaba katılacağını öngörmüştür. Burada malların 232 nci maddede öngörülen sürüm değerlerinin hangi andaki sürüm değeri olduğu hükme bağlanmak istenmiştir. Maddede bu an, tasfiye anı olarak öngörülmüştür.

Maddenin ikinci fıkrası yapılacak hesaplamada, edinilmiş mallara eklenecek olan malların değerinin ise, bu malın temlik edildiği tarihe göre belirleneceğini öngörmüştür.

IV-) Kaynak İsviçre Medenî Kanunu:

1-) ZGB:

3. Massgebender Zeitpunkt

Art. 214

1 Massgebend für den Wert der bei der Auflösung des Güterstandes vorhandenen Errungenschaft ist der Zeitpunkt der Auseinandersetzung.

2 Für Vermögenswerte, die zur Errungenschaft hinzugerechnet werden, ist der Zeitpunkt massgebend, in dem sie veräussert worden sind.

2-) CCS:

3. Moment de l’estimation

Art. 214

1 Les acquêts existant à la dissolution sont estimés à leur valeur à l’époque de la liquidation.

2 Les biens sujets à réunion sont estimés à leur valeur au jour de leur aliénation.

 

Copyright © 2017 - 2024 Prof. Dr. İlhan Helvacı. Tüm hakları saklıdır.
X