I. Miras ortaklığı
Üçüncü Bölüm 1
Mirasın Paylaşılması
Birinci Ayırım 2
Paylaşımdan Önce Miras Ortaklığı
A. Mirasın geçmesinin sonucu
I. Miras ortaklığı
Madde 640 - Birden çok mirasçı bulunması hâlinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.
Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.
Mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir.
Mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır.
Bir mirasçı ödemeden aciz hâlinde ise, mirasın açılması üzerine diğer mirasçılar, haklarının korunması için gerekli önlemlerin gecikmeksizin alınmasını sulh mahkemesinden isteyebilirler.
I-) Yargı Kararları:
1-) YİBK, T: 11.10.1982, E: 1982/3, K: 1982/2:
Bkz. madde 683.
2-) YHGK, T: 12.11.2008, E: 2008/14-676, K: 2008/695:
“… Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; elbirliği mülkiyetine tâbi terekeye ilişkin olarak açılan davalarda dava dışı mirasçının davada yer alması hususunun ne şekilde sağlanacağı noktasındadır.
Miras ortaklığı da kanundan doğan bir elbirliği mülkiyetidir. Eski 743 sayılı Türk Kanunu Medenîsi’nin 581. maddesinde ve yeni 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 640. maddesinde düzenlenmiştir. … yeni Türk Medenî Kanunu eski Yasa döneminde uygulamada karşılaşılan bazı güçlüklerin giderilmesi için yeni düzenlemeler getirmiştir. Bu nedenle MK’nun 640. maddesine dördüncü fıkra eklenmiştir. Bu hüküm, mirasçıların herbirinin hakkını korumak için tek başına dava açmasına imkan sağlamakta ve sağlanan korumadan mirasçıların yararlanmasını öngörmektedir.
Buna göre, olağan koruma eylemleri ve buna bağlı olarak onarımlar, mahsullerin toplanması, bozulacak olanların satılması, acele olarak yapılması zorunlu bulunan işlemin yerine getirilmesi ile istihkak, elatmanın önlenmesi, tapu sicilinde hak sahipliğinin saptanması gibi taksimi mümkün olmayan talepler ortaklardan her biri tarafından dava yoluyla ileri sürülebilir.
Somut olayda, dosya içerisindeki veraset ilamına göre, miras bırakan H... B...’ın davacı dışında bir mirasçısı daha bulunmaktadır. Her ne kadar direnme kararının verildiği 20.10.1998 tarih itibariyle eski 743 sayılı Türk Kanunu Medenîsinin 581. maddesindeki koşullar mahkemece yerine getirilmemişse de, yukarıda da açıklandığı üzere, … tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 640/4. maddesi “... mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır...” ve 702/4. maddesinde “...ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır...” hükümleri gereğince terekenin lehine olan durumlarda mirasçıların birinin de dava açabileceği öngörülmüştür. Bu görüşümüzü Hukuk Genel Kurulu’nun 28.1.2004 tarih 2004/2-13 E., 2004/43 K.; 10.3.2004 tarih 2004/1-150 E., 2004/138 K. ; 16.2.2005 tarih ve 2005/8-22 E.2005/64 K. sayılı kararları da doğrulamaktadır.
O halde mahkemenin direnme kararı yeni düzenleme itibariyle yerindedir. …”
3-) Y. 1. HD, T: 28.04.2011, E: 2011/2812, K: 2011/4975:
“… Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davanın bir kısım mirasçılar tarafından açıldığı, yargılama aşamasında mahkemece, isteğin terekeye iadeye yönelik olduğundan bahisle tereke temsilcisi atanması için önel verildiği ve bu doğrultuda tereke temsilcisinin atandığı, temsilcinin 01.11.2006 tarihli oturuma katıldığı ve yapılanlara muvafakat göstererek tereke lehine karar verilmesini istediği, sonraki bazı celselere davacı ile birlikte geldiği en son 20.02.2008 tarihli oturuma katıldığı ondan sonraki oturumlarına katılmadığı, davanın davacı vekili tarafından takip edilerek sonuçlandırdığı görülmektedir.
Bilindiği üzere: Tereke adına (Türk Medeni Kanunun’un 640. maddesi uyarınca) temsilci atanması durumunda, davanın sürdürülmesinin onun veya vekil kıldığı avukatı huzuru ile gerçekleştirileceği tartışmasızdır. Tereke temsilcisinin atanması ile mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkisi ortadan kalkmaktadır. Bu tür davaların tereke temsilcisi tarafından takip ve sonuçlandırılması asıldır. Sıfatı kalmayan tereke iştirakçisi Yüksel’in davayı takip etmiş olması da neticeye etkili değildir.
Hal böyle olunca, tereke temsilcisinin 20.02.2008 tarihli oturumdan sonra davayı takip etmediği gözetilerek, takipsiz bırakılan süre de dikkate alındığında H.U.M.K. nun 409. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. …”
4-) Y. 2. HD, T: 09.02.2009, E: 2008/18027, K: 2009/1647:
Bkz. madde 431.
5-) Y. 2. HD, T: 18.10.2004, E: 2004/10858, K: 2004/12030:
Bkz. madde 488.
II-) Türk Kanunu Medenîsi:
Bu maddenin karşılığı için Türk Kanunu Medenîsi’nin iki hükmünü zikretmek gerekir:
1-) A İNTİKALİN HÜKÜMLERİ
I. Miras şirketi
Madde 581
Mirasçı birden ziyade ise, terekedeki haklar ve borçlar taksime kadar müşa kalır. Tereke mirasçıların mülkü olup, mukavele veya kanun ile muayyen temsil ve idare hakları mahfuz kalmak üzere mirasçılar, bunda müştereken tasarruf ederler. Mirasçılardan birinin talebi üzerine hâkim, taksimin icrasına kadar miras şirketine bir mümessil tâyin edebilir.
2-) B TAKSİM DÂVASI
Madde 583
Mukavele veya kanun mucibince şuyuu idameye mecbur olmıyan her mirasçı dilediği zaman terekenin taksimini istiyebilir. Tasfiyenin derhal icrası malın kıymetine ehemmiyetli bir noksan iras edecek ise hâkim mirasçılardan birinin talebi üzerine terekenin veya bir kısmının taksimini ileriye bırakabilir.
Mirasçılardan biri borcunu edadan âciz olduğu takdirde diğerleri, tereke açılır açılmaz haklarının muhafazası için icabeden tedbirin ittihazını istiyebilirler.
Not: Türk Medenî Kanunu’nun 640. maddesi Türk Kanunu Medenîsi’nin 581. maddesine ve 583. maddesinin 2. fıkrasına tekabül etmektedir.
III-) Madde Gerekçesi:
Yürürlükteki Kanunun 581 inci maddesini karşılamaktadır.
İlk üç fıkra, kaynak İsviçre Medenî Kanununun 602 nci maddesi dikkate alınarak düzenlenmiştir. Maddeye yeni konulan dördüncü fıkra ile, uygulamada karşılaşılan bazı güçlükleri gidermeye yönelik bir hüküm getirilmek istenmiştir. Buna göre, mirasta terekenin tâbi olduğu elbirliği mülkiyetine yöneltilen en güçlü eleştiri, birlikte hareket etme zorunda olmaları nedeniyle mirasçıların bireysel olarak terekedeki hakların korunması amacıyla hareket edememesidir. Maddeye eklenen yeni dördüncü fıkra, bu eksikliği giderme amacına yöneliktir. Bu hüküm, mirasçıların her birinin hakkını korumak için tek başına dava açmasına imkân sağlamakta ve sağlanan korumadan mirasçıların hepsinin yararlanmasını öngörmektedir. Davacı mirasçı davayı kaybederse, bundan diğer mirasçılar etkilenmeyecektir.
Maddeye eklenen beşinci fıkradaki, bir mirasçının ödemeden aciz hâlinde olması durumunda, diğer mirasçıların, hâkimden haklarının korunması için gerekli önlemlerin gecikmeksizin alınmasını isteyebileceği hükmü ise yürürlükteki Kanunun 583 üncü maddesinin ikinci fıkrasını karşılamaktadır. Konu taksim davasından çok miras ortaklığında mirasçının korunmasını ilgilendirdiği için söz konusu hüküm bu maddeye alınmıştır.
IV-) Kaynak İsviçre Medenî Kanunu:
1-) ZGB:
Siebenzehnter Titel: Die Teilung der Erbschaft
Erster Abschnitt: Die Gemeinschaft vor der Teilung
A. Wirkung des Erbganges
I. Erbengemeinschaft
Art. 602
1 Beerben mehrere Erben den Erblasser, so besteht unter ihnen, bis die Erbschaft geteilt wird, infolge des Erbganges eine Gemeinschaft aller Rechte und Pflichten der Erbschaft.
2 Sie werden Gesamteigentümer der Erbschaftsgegenstände und verfügen unter Vorbehalt der vertraglichen oder gesetzlichen Vertretungs- und Verwaltungsbefugnisse über die Rechte der Erbschaft gemeinsam.
3 Auf Begehren eines Miterben kann die zuständige Behörde für die Erbengemeinschaft bis zur Teilung eine Vertretung bestellen.
2-) CCS:
Titre dix-septième: Du partage
Chapitre premier: De la succession avant le partage
A. Effets de l’ouverture de la succession
I. Communauté héréditaire
Art. 602
1 S’il y a plusieurs héritiers, tous les droits et obligations compris dans la succession restent indivis jusqu’au partage.
2 Les héritiers sont propriétaires et disposent en commun des biens qui dépendent de la succession, sauf les droits de représentation et d’administration réservés par le contrat ou la loi.
3 A la demande de l’un des héritiers, l’autorité compétente peut désigner un représentant de la communauté héréditaire jusqu’au moment du partage.
1 Üçüncü Bölüm Türk Kanunu Medenîsi’nde “On Yedinci Bap / Taksim” şeklinde idi.
2 Birinci Ayırım Türk Kanunu Medenîsi’nde “Birinci Fasıl / Terekenin Taksiminden Evvelki Hali” şeklinde idi.