d. Hakkın kullanılmasının devri
d. Hakkın kullanılmasının devri
Madde 806 - Sözleşmede aksine hüküm yoksa veya durum ve koşullardan hak sahibince şahsen kullanılması gerektiği anlaşılmıyorsa, intifa hakkının kullanılması başkasına devredilebilir.
Bu takdirde malik, haklarını, devralana karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.
I-) Yargı Kararları:
1-) Y. 1. HD, T: 03.07.2003, E: 2003/4902, K: 2003/8056:
“… Davacılar, kendilerine ait 1 sayılı parseldeki 2. kat 6 numaralı bağımsız bölümün intifa hakkı sahibi olan Ali tarafından davalıya 21.02.2000 tarihinde 5 yıl süreli kiraya verildiğini, intifa hakkı sahibinin 03.09.2000 tarihinde öldüğünü, ölümle intifa hakkının konusuz kaldığını, ortadan kalktığını, bu durumda davalının haksız elatan konumuna düştüğünü, bu nedenlerle davalının elatmasının önlenilmesine ve toplam 3.100.000.000-TL’sı ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, kiracı olduğunu, davanın yersiz açıldığını savunup davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, geçerli bir kira akdi bulunduğu, bunun taraflarca feshedilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden davacıların çekişmeli taşınmazda çıplak mülkiyet sahibi iken, intifa hakkı sahibinin ölümü ile haklarının tam mülkiyete dönüştüğü anlaşılmaktadır, intifa hakkı sahibi ile davalı arasındaki kira akdinin varlığı da yanlar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Olayda çözümü gereken, hukuksal sorun, intifa hakkı sahibi ile davalı arasında düzenlenen kira sözleşmesinin intifa hakkı sahibinin ölümü üzerine davacıları bağlayıp bâğlamayacağı hususundan ibarettir. Medeni Kanunun 799. maddesinde “intifa hakkı sona erince hak sahibi hakkın konusu olan malı malike geri vermekle yükümlüdür” hükmü yer almıştır.
Davalının taşınmazda kiracı sıfatıyla fer-i zilyet bulunduğundan kuşku yoktur.
Öğretide ileri sürülen görüşlere göre “kira mukavelesi tapuya şerh edilmiş olsa bile intifa hakkı sona erince malik, malının kendisine iadesini kiracıdan isteyebilir. Bu suretle mutazarrır olan kiracının, kira mukavelesinde doğan şahsi haklarını intifa hakkı sahibi veya onun mirasçılarına karşı dermeyan edebilir” ... . Buna karşın Dr. Suat Bertan sorunu … iki yönlü ele alarak, intifa hakkı sahibi kira akdini yaparken, kiralananın intifa hakkına konu olduğunu söylemiş ise ölümle intifa hakkı son bulduğuna göre, buradan kira akdini yaptıktan sonra mülkiyet hakkını başkasına devreden kimsenin durumuna benzer bir durum vardır denebilir. Malikin mülkiyet hakkını devir yetkisine karşı kiracının korunması istenildiğinden, Borçlar Kanunun(un) 254 ve 276. maddelerine özel hüküm konulmuştur. Kanun yapan, mülkiyet hakkı sahibinin malını kiraya verdiği zaman kira süresi bitinceye kadar mülkiyet hakkını devir yetkisini kullanamamasını uygun görmemiş, bu akdin bu sebeple feshi halinde kiracıya da bir kusur yüklenemeyeceğinden ayrıca öyle bir durumu düzene koymayı uygun bulmuştur. Medeni Kanunun 806. maddesi intifa hakkı sahibine, intifa konusu malını kiraya vermek yetkisini tanımış bulunduğundan genel kira hükümlerine göre intifa konusu malın kendisine teslim edilmemesine mülkiyet hakkı sahibinin katlanması gerekir, İntifa hakkı sahibi ölümü ile intifa hakkının son bulmasından sorumlu olamayacağına göre, kiracının bu durumda Borçlar Kanunun(un) 254 ve 276 maddelerinden yararlandırılması doğrudur, intifa hakkı sahibi kiraladığı malın intifa hakkına konu olan bir mal olduğunu söylemişse bozucu (infisahi) şarta bağlı bir kira anlaşması ortaya çıkmış olur ve ölümle kira anlaşması sona ermiş olur. Bu durum Borçlar Kanunun(un) 254 ve 276 maddelerinde öngörülen hale hiç benzememektedir. Son bulan kira akdine göre kiracının geri verme borcu doğar. Kiracının geri verme borcunu yerine getirmesini Medeni Kanunun 806. maddesinin verdiği yetkiye dayanarak mülkiyet hakkı sahibinin de istemeye hakkı vardır ... .
Soruna yukarıda açıklanan görüşler değerlendirilerek yaklaşıldığında Borçlar Kanunun(un) 254, 276. maddelerinde hüküm altına alınan, kira dönemi içerisinde kiralayanının mülkiyet hakkını devretmesi veya ölümü halinde yeni malikin önceki kira sözleşmesi hükümleri ile bağlı olacağı olgusu gözönünde tutularak sırf Medeni Kanunun 806. maddesindeki iade mükellefiyetinin varlığından söz edilerek davanın fuzuli şagil olduğu söylenemez. …”
II-) Türk Kanunu Medenîsi:
d) İntifa hakkının ferağı
Madde 730
Zata mahsus olmayan intifa hakkı, bir başkasına ferağ edilebilir. Bu takdirde malik, haklarını doğrudan doğruya mefruğunlehe karşı kullanabilir.
III-) Madde Gerekçesi:
Yürürlükteki Kanunun 730 uncu maddesini karşılamaktadır.
Hüküm değişikliği yoktur. Ancak, hükmün daha iyi anlaşılabilmesini sağlamak üzere, yürürlükteki metinde yer alan ve anlam karışıklıklarına yol açan “zata mahsus olmıyan” ibaresi maddeye alınmamıştır. Yürürlükteki metnin bu ibaresi, intifa hakkının kişisel hak olma niteliğiyle bağdaşmamakta ve sanki kişiye bağlı olmayan intifa haklarının var olabileceği gibi yanlış bir düşünceye yol açabilmektedir. Zaten burada düzenlenen husus, intifa hakkının kişisel hak olma özelliği değil, intifa hakkı çerçevesinde malın kullanılmasıdır. Böylece maddede, intifa hakkı konusu malın kullanılmasının bir başkasına devrinin mümkün olup olmadığı olumlu yönde çözümlenmiş olmaktadır. Maddede, “zata mahsus” deyimi yerine, “sözleşmede aksine hüküm yoksa veya durum ve koşullardan hak sahibince şahsen kullanılması gerektiği anlaşılmıyorsa” açıklaması yapılmıştır.
IV-) Kaynak İsviçre Medenî Kanunu:
1-) ZGB:
d. Uebertragbarkeit
Art. 758
1 Die Nutzniessung kann, wenn es sich nicht um ein höchst persönliches Recht handelt, zur Ausübung auf einen andern übertragen werden.
2 Der Eigentümer ist befugt, seine Rechte diesem gegenüber unmittelbar geltend zu machen.
2-) CCS:
d. Cession de l’usufruit
Art. 758
1 L’usufruitier dont le droit n’est pas éminemment personnel peut en transférer l’exercice à un tiers.
2 Dans ce cas, le propriétaire peut agir directement contre le cessionnaire.